Bir akşamı atlamadan yazabilirim Bir tas su içer gibi Kendi sevgilerimize vurgunluğumuzdan
Yıldırım düşer suya, buharlaşır özlemin Esmeriyle gelir, yağmuruyla gelir -Bütün akşamlar biraz da yağmurdur zaten- Yaprağında titreşen canıyla gelir Güneşsiz, bulutsuz bir gökyüzü kalsa da Hasta yatağına saplanmış uyku gibi Bir akşam çıkarırım sancılarımdan
Dağlarda çoban yalnızlığıyla Kum saati boşalır, kum saati benden önce Gün olur yankı verir sesime Gün olur çıkarsız sevdalarımdan Bir can kalmış, bir can az yakınmadığım Akşamı zamanında taşımadıkça.